11 Ekim 2025 - Cumartesi

İç Dünyasıyla Attila İlhan

Edebiyatımızın Cumhuriyet dönemi sonrası mavici şâiri, kalp krizi sonucu aramızdan ayrılışının yirminci yıldönümünde onu ışıklar içinde uğurluyoruz.

Yazar - Suzan Tepsi
Okuma Süresi: 6 dk.
Suzan Tepsi

Suzan Tepsi

suzantepsi1992@gmail.com -
Google News
Kim mi? Attila İlhan... Bazen ismini okurken “Atilla” dediğimiz oluyor elbet ama çift ünsüz ile yazılır ve “Attila” diye okunur. Onun şiirlerini lise sıralarında öğrenciyken o kadar çok okurdum ki; âdeta hayatımı ve yaşadığımı o yoğun duygularımı mısralarında hissederdim. Yaşadığı aşkların ardından andığı kadınların isimleri var, aklımda kalan Müjgan, Aysel... Şimdilik bu iki kadın fakat “Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular.” dizesine ne demeli? Kaç kadın bu altın kalpli adamın kalbine mesken etti k; onlar bu zavallı lirizmin can damarı olan Attila İlhan’ın içinin sıkıştığı o tuhaf gecelerde soluğu sokak lambasının altında şiir yazmaya yönelten hangi kadının gülümseyişi, müşfik dokunuşu veya gözlerindeki tutku şâirimizi esir almıştı? O kadınlar ki; bir varmış, bir yokmuş hayatında, İlhan’ın. Tüm duygularının sembolik ispatı yazdığı mavici akımın öncüsü haline geldiği hayal kırıklıklarını ve huzursuzluğunun ortaya döküşüydü, bu şiirlerin dizeleri... Şiirlerin şarkılara dökülmesiyle başlıyor, Attila İlhan’ın eserlerinin ölümsüzlüğe imza atması. Sırayla; 1-Ben Sana Mecburum, yorumlayan: Hümeyra, Samime Sanay. 2- Ayrılık Sevdaya Dahil, Ayrılık da Sevdaya, yorumlayan: Zuhal Olcay, Vedat Sakman. 3-Böyle Bir Sevmek, yorumlayan: Ahmet Kaya. 4-An Gelir, yorumlayan: Selda Bağcan, Ahmet Kaya. 5- Ağustos Çıkmazı - Beni Koyup Gitme, yorumlayan: Yaşar Günaçgün. 6- Sisler Bulvarı, yorumlayan: Grup Dinmeyen. 7- Sultan-ı Yegâh, yorumlayan: Nur Yoldaş, Mor ve Ötesi. 8- Mahûr, yorumlayan: Ahmet Kaya. 9- Askıda Yaşamak, yorumlayan: Kâzım Koyuncu. 10- Üçüncü Şahsın Şiiri, yorumlayan: Alpay, Kerem Alışık. Sanırım listede yer alan üçüncü şiir “Böyle Bir Sevmek” dizeleri en başından beri etkilemişti, beni. Çocukluk yıllarımdan gençlik dönemime kadar uzanan altı dizelik serbest ölçüdeki şiirin İlhan’ın hüznüne ve karşılığını alamadığı o aşkların acısına dokunmak istedim, şâirin içsel sıkıntıdaki ruh haline. Mutlu şâir değildi, Attila İlhan dizelerini de okuyacağınız üzere, onu anlamak demek; dizelerindeki söz sanatlarını yakalamak gecenin üstünü örten perde misâli kapkaranlık dünyanın altında gizlediği o arzu duyduğu kadınları içine atıyordu, seviyordu fakat kimseye diyemiyordu, göğüs kafesi hep sıkışıktı, herkesten sakladığı sır vardı, içi daralıyordu, içindeki evlerin ışıkları bir bir yanarken, ondaki karanlığı bir de İlhan’a sorun; “Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir Azıcık okşasam sanki çocuktular Bıraksam korkudan gözleri sislenir Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir.” Üçüncü dizede de; anlaşılıyor ki; İlhan, kadınların merhametin ve sevginin aşkı besleyeceği erkeği aradıklarını ya da arayışlarının içinde olduklarını, imâ ediyordu. “Azıcık okşasam sanki çocuktular” tıpkı ana kucağından ayrılmış okula yeni başlamış ilkokul öğrencisi gibi erkeğin iki elini kadının yüzünün arasına alınca ki duyduğu güvenin aynısını açıklıyor, dizede. Tıpkı yine olduğu gibi çocukların anne sevgisini alacakları an, okuldan döndükten sonraki âna kadardı. Şairden öte dediğim aslında şu şekilde şiiri psikolojik açıdan ele alınca, Attila İlhan bir birey olarak aşka susamış adam değildi yalnızca, anne sevgisi arayan içindeki erkek çocuğunun ilgiye muhtaç ve karamsar düşüncelerle dolmuş bir yansımasıydı. “Böyle bir Sevmek” şiiri. Onuncu sırada yer alan şiire geçtiğimizde ise; İlhan’ın psikanalizini yorarsak, dokuz dizelik “Üçüncü Şahsın Şiiri” eserinde hüznünün yanı sıra kıskançlığına da tanık oluyoruz, İlhan’ın. “Gözlerin gözlerime değince Felaketim olurdu, ağlardım. Beni sevmiyordun, bilirdim. Bir sevdiğin vardı, duyardım. Çöp gibi bir oğlan ipince Hayırsızın biriydi, fikrimce, Ne vakit karşımda görsem Öldüreceğimden korkardım. Felaketim olurdu, ağlardım.” Beşinci ve altıncı dizelerde, sevgilisinin artık ondan ümidi kestiğini hatta onu oyaladığını da diyebiliriz, ne idüğü belirsiz uğurunun kimseye dokunmayan birisi olduğunu, onu öldürmeye kadar giden kıskançlık içgüdüsü onun yakasını bırakmıyordu. Odipal kompleks aşırıya kaçmış ki; öz yetersizlik duygusu içinde kıvranıyordu, kaleminden dökülürken dizeleri. Hatta şunu da söylemeden edemeyeceğim; küçüklüğünde babasının sevgisini annesinden kıskandığı kesindir ki; sevgiliye o kadar tapan bir erkeğin bağlılık duygusu tanımadığı adamı öldürecek kadar yıkıcı davranışı alt benliğinin öz yıkımla bütünleşmesine neden oluyordu, ele verdi kendini, dizesinde. Şâirimizin, tüm eserlerinin birbirinden kıymetli eserleri ile duygularımıza hitap eden anlamlardan söz ediyor. Köşemi ona ayırmayı tercih ettim Kıymetli yazar meslektaşım, edebiyattaki ilham kaynağım, duygularımın doyumunu sağlayan kalem işçisi, öğretmenliğimin somutlaştırıcı ve öykülendirmeci ilkem olarak dâima kültür ve sanatın çınarı diye anılacaksın, Attila İlhan. Mekânın cennet olsun, üstat. Kaynakça: İLHAN, Attila, Böyle Bir Sevmek, Üçüncü Şahsın Şiiri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2019.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.