Kırmızı Fare ve Zehirli Elma!
Masalımızda ki kavalcıları hatırladınız mı?
Funda YILDIRIM
fundayildirim81@gmail.com -Uzun Kavalcı giderken arkasında bıraktığı fareleri, usta kavalcıya emanet etmişti. Görünürde düşman gibi davranan iki meslektaş ekranlara oynuyordu sadece. Hastalıklı fareleri götürüp suya atarken kralın gözüne mi girmeye çalışıyordu? Usta kavalcının herşeyi gizli bir şekilde perde arkasından yürüttüğünü daha kapsamlı ve geniş çalıştığını, teknelerle pazarlama işine girip meslek edindirdiğini , yaptığı kötü şeyleri de süsleyerek yararlı gibi gösterdiğini siyah giyen yeşil şemsiyeli bir çocuk açığa çıkarmıştı.
Sorun kavalcılar da mıydı peki? Onlar gittikten sonra arkasından gelen çıraklar kavalcıları aratmıyordu.
Şehrin tüm güvenliği kime emanetti? Kral herşeyden habersiz miydi? İlla bir kavalcı lazımdı. Başıboş fareler halka zarar vermek için fırsat ararken yeni bir kavalcı gerekirdi tabi.. Ve nihayet işini iyi yapan bir kavalcı masala yakışır şekilde gelmişti. Artık zararlı fareler ortada dolaşamıyor, kavalın sesiyle akıllanıyordu.
Geride kalan yetiştirilmiş farelerde kendini ifşa etmeye başlamıştı. Eski ustalarından öğrendikleri işlerde yaptıkları kötü şeylerle yakalanıp, ceza olarak denize atılıyordu. Kendini halk arasında sevdirmiş bazı çalışkan görünümlü farelerde gerçek yüzlerini ortaya çıkarmaya başlamışlardı. Bir tanesi bindiği kırmızı arabada zehirli kırmızı elmalar satarken yakalanmıştı. Diğer ikisi de başka yerde..
Bu ay ki masalımız da anlatmak istediğim kötü kötüyle yanyana gelirse saklanabilir. Ama bir kötü bir iyinin yanında asla gizlenemez.. Yeni gelen kavalcı her ne kadar konuları halktan gizlese de iyi biri olduğunu düşünerek masalın devamının iyi şeylerle bitmesini , kötü olan herşeyin kimseye zarar vermemesini dileriz..