26 Ağustos 2025 - Salı

Türkiye’nin Yazılım ve Yapay Zekâ Yolu: Fırsatlar ve Gerçekler

Türkiye yazılım ve yapay zekâda hızlı adımlar atıyor. Yerli çözümler dışa bağımlılığı azaltırken, genç nüfus ve girişimcilik ekosistemi büyük bir potansiyel sunuyor. Ancak stratejik vizyon, kapsamlı destek ve özel sektörün cesur yatırımları olmadan bu ile

Yazar - Özgür Cengiz
Okuma Süresi: 3 dk.
Özgür Cengiz

Özgür Cengiz

ozgurcengiz4680@gmail.com -
Google News

        Türkiye'nin son yıllarda yazılım ve yapay zekâ alanında çok ciddi bir ivme yakaladığı bir gerçek. Yerli yazılım geliştirme kabiliyetlerinin artması, dışa bağımlılığı azaltırken, Ar-Ge çalışmalarında ortaya çıkan yenilikçi sistemler birçok sektörde güven ve fark oluşturmaya başladı. Bugün enerji, sağlık, ulaşım, savunma ve finans gibi kritik alanlarda kullanılan yapay zekâ tabanlı yenilikçi çözümler, ülkemizin teknoloji sahasında hızla yükseldiğini açık bir şekilde gösteriyor.

        Ancak bu heycan verici tabloyu yalnızca başarı hikâyesi olarak okumak doğru olmaz. Evet, Türkiye yazılımda ve yapay zekâda potansiyelini açık bir şekilde ortaya koymaya başladı, lakin hâlâ çözülmesi gereken ciddi yapısal eksiklikler var. Stratejik planlamadaki dağınıklık, uzun vadeli politikaların yetersizliği, üniversitelerle sanayi arasındaki kopukluk ve özel sektörün yabancı yazılımlara  bağımlılığı, daha doğrusu bağımlı hissetmesi bu ilerleyişin hızını kesen temel unsurlar arasında yer alıyor.

        Önümüzdeki dönem çok kritik. Zira Dünya, yapay zekâ ve yazılım tabanlı merkezi kompleks çözümlerle yepyeni bir düzene hazırlanıyor. Bu dönüşümde söz sahibi olmak için Türkiye’nin çok güçlü bir vizyon ortaya koyması elzemdir. Devletimiz, bu alanı stratejik bir öncelik olarak ele almalı; yalnızca teşvik ve fonlarla değil, eğitimden regülasyona kadar her boyutta kapsamlı bir yol haritası çizmelidir ki, bu anlamda  ciddi adımlar atıldığı da görünüyor. Özel sektör ise artık yalnızca yazılım tüketen değil, aynı zamanda üreten, ihraç eden ve küresel rekabete yön vererek liderlik yapacak bir konuma geçmek zorundadır.

         Türkiye’nin genç nüfusu, girişimcilik ekosistemi ve dinamizmi bize çok büyük bir avantaj sağlıyor. Ancak bu avantajı fırsata dönüştürmek için eksiklikleri görmezden gelmek yerine, cesur adımlarla üzerine gitmeliyiz. Aksi takdirde kısa vadeli kazanımların, uzun vadeli liderliğe dönüşmesi mümkün olmaz.

         Sonuç olarak; Türkiye, yazılım ve yapay zekâda geleceğin teknoloji caddesinde güçlü bir yürüyüşe başladı. Bu yürüyüşü kalıcı bir başarıya dönüştürmek için hem Devletin hem özel sektörün elini taşın altına koyması şart. Doğru stratejilerle desteklenirse, Türkiye yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de bir teknoloji merkezi haline gelmesi kuvvetle muhtenel görünüyor. Bu fırsatı değerlendirmek elimizde; mesele, vizyonu gerçeğe dönüştürecek iradeyi hep birlite gösterebilmekte...

Selametle kalın...

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.