GÜÇLÜ AİLE, GÜÇLÜ DEVLET

Şüphesiz bir devletin temel yapı taşı ailedir. Bir devleti, organları tam olan bir vücuda benzetirsek, aileyi de bu vücudun olmazsa olmaz hücrelerine benzetmek yerinde bir tanım olacaktır. Vücudun sağlığı organların sağlığına, organların sağlığı ise hücrelerin sağlığına bağlı olduğu gibi, Bir devletin sağlığı da, o devleti oluşturan aile kurumlarının sağlığına bağlıdır. Yani aile yapısı çöken bir devlet, er ya da geç çökmeye mahkumdur. Bu nedenle aileyi tehdit eden her türlü unsur, devlet için bir varoluş meselesi olarak görülmelidir. Aile yapısını tehdit eden en önemli unsur ise, ailenin huzurunu ve bütünlüğünü tehdit eden aile içi şiddet şikayeti sorunlarıdır.

Sebep Analizi:

Ülkemizde yaşanan aile içi şiddet sorunlarının sebeplerini detaylı bir şekilde incelediğimizde, aile içi şiddet sebeplerinin genel olarak 3 grupta toplandığını görebiliriz:

1.Şiddet Yanlısı Kişilerin Varlığı:
   - Sağlıklı bir aile yapısında büyümeyen bireylerin şiddete eğilimli olmaları, şiddetin temel nedenlerinden biridir.

2. Aileyi Oluşturan Bireylerin Yeterli Düzeyde Aile Olma Eğitimine Sahip Olmaması:
   - Aile olma konusundaki yetersiz bilgi, bireyler arasında çatışmalara neden olabilir ve sorunlu aile yapılarına katkıda bulunabilir.

3.Medeni Kanunda ve Bu Kanunun Uygulamasındaki Adil Olmayan Tahrik Edici Hükümler:
   - Istanbul Sözleşmesi temel alınarak çıkarılan 6284 Sayılı Kanun, geniş ve belirsiz ifadeler içerdiği için aile yapımıza ve kültürümüze uygun olmayan sonuçlara yol açabilmektedir.

Hukuki Kaynaklardan Kaynaklanan Sorunlar:

Kadına yönelik şiddeti önleme amacı güden 6284 Sayılı Kanun, uygulamada zorluklara neden olmaktadır. Kanundaki belirsiz tanımlamalar, aile yapımıza ve kültür normlarımıza uymayan sonuçlara yol açar. Örneğin, şu iki maddeyi düşünün:

d)  Şiddet: Fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı.

g) Şiddet Uygulayan: Bu Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişileri.

Kanun, neredeyse her şeyi şiddet olarak yorumlayarak, eşi tarafından şikayet edilen her kocayı hiçbir delil sunmadan "Şiddet Uygulayan" olarak tanımlamakta ve resmi kayıtlarda bu şekilde raporlanmaktadır. Bu geniş tanım, suçsuz kişilere haksız suçlamalar getirerek, onları "Şiddet Uygulayan" olarak etiketlemektedir.

Hukuki Kaynaklardan Kaynaklanan Sorunlar:

Gözlemler, dayanaksız kararların sıkça verildiğini ve bu nedenle masum insanların haksız yere suçlandığını ortaya koymaktadır. Bu temelsiz suçlamaların birçoğu uzlaşma veya danışmanlık tedbirleri alınmadan doğrudan ayrılığa ve tahrike yönelik uygulamalara yol açmaktadır.

Diğer Aile İçi Şiddet Nedenleri:

Cehalet, sağlıksız bir aile ortamında yetişen bireylerin merhamet duygusundan mahrum kalmaları ve şiddete eğilimli olmalarına katkıda bulunur. Bu tür bireylerin kurduğu aileler de sorunlu olup şiddete açık hale gelir.

Önerilen Çözümler:

Aile içi şiddet sorunlarına etkili bir mücadele verebilmek ve toplumda "Güçlü Aile, Güçlü Devlet" ilkesini benimsetebilmek için şu önerilere ihtiyaç vardır:

1. Milli ve Manevi Değerlere Uygun Kanunların Çıkarılması:
   - Toplumun milli ve manevi değerleriyle uyumlu yasaların çıkarılması, aşırı geniş ve belirsiz tanımlamalardan kaçınılmalı ve olabildiğince net tanımlar getirilmeldir.

2. Müfredatın İçerisine Kapsamlı Aile Eğitiminin Entegre Edilmesi:
   - Eğitim sistemi, aile değerleri ve sorumlulukları konusunda bireylere kapsamlı eğitim sağlamalıdır. Bu eğitimde toplumun genel inanç anlayışına uygun seçenekleri de içinde barındırmalıdır. 

3. Erişilebilir Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri:
   - Aile içi şiddet sorunu yaşayan ailelere hızlı bir şekilde manevi, hukuki rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunmak, aile yapılarını koruma ve sorunları çözme konusunda önemli katkı sağlayacaktır.

Bu önerilerin hayata geçirilmesi, toplumda "Güçlü Aile, Güçlü Devlet" ilkesinin benimsenmesine ve genel toplumsal refahın artmasına katkıda bulunacaktır.