Ersin TATAR Öncülüğünde Kıbrısta Yeni Bir Sayfa ve Yeni Bir Vizyona Doğru
KİAMP-Karabakh is Azerbaijan Milli Platformu T.C Genel Koordinatörü Dr. Elvin ABDURAHMANLI KKTC-ne resmî ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı STÖ İletişim Başkanı Sn. Latif AKÇA ile Cumhurbaşkanlığı köşkünde bir araya geldi.

KİAMP-Karabakh is Azerbaijan Milli Platformu T.C Genel Koordinatörü Dr. Elvin ABDURAHMANLI KKTC-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine resmi sefer çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Sarayında KKTC- Cumhurbaşkanlığı Sivil Toplum Örgütleri İletişim Danışmanı Sn. Latif AKÇA beyle bir araya gelmiştir. Resmi görüşme kapsamında KKTC-de Ekim ayında düzenlenecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında karşılıklı fikir alışverişi ve istişarelerde bulunuldu.
Konuşma kapsamında aşağıdaki konulara deyinildi:
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Rum ve Türk halklarının eşit ortaklığına dayalı bir yapıyı öngörüyordu. Ancak bu eşitlik, sadece kâğıt üzerinde kaldı ve ilk günden itibaren Rum liderliği, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini sindiremedi. 1963 yılında Cumhurbaşkanı Makarios’un, anayasayı tek taraflı olarak değiştirme girişimi ve Türkleri dışlayan 13 maddelik anayasa teklifi, Türk halkının devletin tüm kurumlarından dışlanmasına yol açtığını ve ardından gelen Kanlı Noel saldırıları, binlerce Kıbrıslı Türk’ün canını yitirmesine, köylerini terk etmesine ve gettolarda yaşamaya zorlanmasına neden oldu. Rumlar için Kıbrıs bir "Helen adasıydı" ve Türk halkının varlığı, bir ‘sorun’du. İşte bu nedenle, Kıbrıslı Türkler kendi kendini yönetmeye başladı, direnerek ayakta kaldı.
Sn. Latif AKÇA belirtiği üzere Yıllar içinde sayısız federal çözüm denemesi masada kaldı. Her müzakere sürecinde Rum tarafı, Türklerin egemen eşitliğini kabul etmeyen, tek merkezli bir yapı dayatan tavrını sürdürdü. Masaya oturup uzlaşma arayan taraf hep Kıbrıs Türkleri olurken, masayı deviren ve her seferinde "sıfır asker, sıfır garanti" diyerek Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü ortadan kaldırmaya çalışan hep Rum liderliği oldu.
Sn. Dr. Elvin ABDURAHMANLI mevzu çerçevesinde aaşağıdaki konulara değindi:
Ancak artık zaman değişmiştir.
Kıbrıs Türk halkı adına cesur bir vizyonla sahneye çıkan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar , “Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi ve iki ayrı devlet vardır” diyerek, tarihin gerçeklerine dayalı bir çözüm modeli sunduğunu görmekteyiz. Bu yeni yaklaşım; federasyon hayaliyle yıllar kaybeden bir halkın, artık kendi yolunu çizdiği bir dönemi simgeliyor.
Sn. Latif AKÇA:,
Tabi haklısınız Sn. Ersin TATAR’ın bu vizyonu yalnız değildir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası platformlarda yaptığı açıklamalarda bu siyaseti “kardeşlik hukuku” ile desteklemiş, “Kardeşim, yol arkadaşım” diyerek Ersin TATAR’a olan güvenini açıkça ortaya koymuştur. Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı “KKTC tanınmalıdır” çağrısı, bu vizyonun sadece Kıbrıs’ta değil, Ankara’da da devlet politikası haline geldiğini göstermektedir.
Sn. Dr. Elvin ABDURAHMANLI:
Tabi bu Vizyona Karşı Olanlar, Türkiye’ye de Karşıdır!
İki devletli çözüm vizyonuna karşı çıkanlar; yalnızca Kıbrıs Türk halkının iradesine değil, aynı zamanda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarına ve etkinliğine de karşıdır. Çünkü bu yeni vizyon, sadece siyasi bir duruş değil, aynı zamanda Türkiye'nin mavi vatandaki egemenliğinin, güvenlik mimarisinin ve bölgedeki denge politikasının bir parçasıdır.
Sn. Latif AKÇA:
Tabi Dr. Elvin bey belirttiğiniz üzere bu vizyona karşı çıkanlar, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini hiçe sayan, Rum tezlerine sessiz kalan, hatta dolaylı olarak onları meşrulaştıran bir çizgide durmaktadır. Bu çevrelerin asıl hedefi, KKTC’yi zayıflatmak, Türkiye’yi adadan uzaklaştırmak ve Kıbrıs’ı Helenleştirme hayalini gerçekleştirmektir.
Rum Tarafı Federasyon Maskesiyle Kıbrıs Türk Seçimlerine Müdahale Etmektedir.
Kıbrıslı Rum liderliği, federasyon tezine sığınıp çözüm masasında iyi niyet oyunu oynarken, sahada çok daha farklı bir strateji izlemektedir. Özellikle Kıbrıs Türk halkının seçim süreçlerinde, Rum liderliği ve medyası federasyon yanlısı adaylara aleni destek vererek, halkın iradesine dışarıdan yön verme girişimlerinde bulunmaktadır.
Bu destek; doğrudan açıklamalarla, dolaylı mesajlarla ve dış bağlantılı propaganda araçlarıyla yapılmış; Tatar'ın vizyonunu zayıflatmak için adeta bir cephe oluşturulmuştur. Kıbrıs Türk halkının özgür iradesini hedef alan bu müdahaleler, demokrasinin ruhuna aykırıdır ve asla kabul edilemez.
Dr. Elvin ABDURAHMANLI: bildiğimiz ve bir istihbarat uzmanı olarak dışarıdan takip ettiğimiz üzere, AB’nin Stratejik Sessizliği ve Asimetrik Desteği mevcuttur Rus tarafına.
Rum tarafının bu hamleleri yalnızca kendi inisiyatifiyle sınırlı değildir. Avrupa Birliği, Kıbrıs meselesinde tarafsız bir arabulucu olmak yerine, açık biçimde Rum yönetiminin tezlerini benimseyerek krizi derinleştiren bir rol oynamaktadır.
AB, 2004 Annan Planı'nda Türk tarafı “evet” dediği halde Rumlar “hayır” demesine rağmen, cezalandırılması gereken tarafı değil ödüllendirilmesi gereken tarafı seçmiş ve Güney Kıbrıs'ı tüm adayı temsilen üye almıştır. Bu stratejik hata, Türk tarafının AB’ye olan güvenini derinden sarsmıştır.
Son yıllarda ise AB, Türk askerinin adadan tamamen çekilmesi gerektiği yönünde açıklamalar yaparak, adadaki Türk varlığına açıkça karşı pozisyon almıştır. Güvenlik ve Garantiler konusundaki bu tavır, sadece Türkiye'nin değil, Kıbrıs Türk halkının güvenliğini de hiçe saymaktır.
Sn. Latif AKÇA:
Tabi sizinde ön görüşlerinizdeki gibi Avrupa Birliği’nin bu tek taraflı yaklaşımı, Rum-Yunan eksenine siyasi kredi kazandırma çabasından ibarettir ve barışı değil, çözümsüzlüğü beslemektedir.
Fakat Yeni Bir Dönem, Yeni Bir Umuta adım atmaktayız.
Bu yeni dönem, artık sadece bir çözüm modeli değil; bir özgürlük ve onur mücadelesidir. Egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devlet gerçeği, sadece adada kalıcı barışın değil, aynı zamanda adaletin ve gerçekliğin temelidir.
Kıbrıs Türk halkı artık geleceğini teslim alan değil, yön veren bir halktır.
Sn. Dr. Elvin ABDURAHMANLI:
Görüldüğü kadarıyla Sn. Cumhurbaşkanlığı Ersin TATAR’ın öncülüğünde ve Türkiye'nin sarsılmaz desteğiyle bu halk, yeniden tarih yazmaya kararlıdır. Sn. Ersin TATAR beye Azerbaycan Diasporasının bir ferdi ve kardeş Azerbaycan devletinin bir siravi vatandaşı olarak seçimlerde başarılar diler ve kardeş Kıbrıs Halkının en doğru kararı vereceğine inanımız tamdır. Sizlerin de bizleri Cumhurbaşkanlığı köşkünde ağırladığınız için kurumumuz adına teşekkür ve şükranlarımızı sunarız.