Türkiye dijital dönüşüm yolculuğunda önemli ilerlemeler kaydederken, adres yönetiminde yaşanan sorunlar hem kurumların hem de vatandaşların hayatını zorlaştırmaya devam ediyor. Sorunun köklü çözümü, yalnızca teknolojik altyapı değil, aynı zamanda yönetimsel kararlılık da gerektiriyor.

     Türkiye son yıllarda mekânsal (coğrafi) tabanlı yerli sistemler geliştirme konusunda büyük bir ivme yakaladı. Ancak adres yönetimi hâlâ dijitalleşme sürecinin en zayıf halkalarından biri. Bugün sahada çalışan birçok kurum ve kuruluş, hatalı ya da güncel olmayan adres verileri nedeniyle hem zaman hem de maliyet kaybına uğruyor.

MAKS: Doğru Yolda Eksik Bir Adım

    Devletin yürüttüğü MAKS (Mekansal Adres Kayıt Sistemi) projesi, doğru yönde atılmış bir adım olarak görülüyor. Fakat uzmanlara göre bu adım tek başına yeterli değil. Merkezi adres sistemi kurulsa dahi, adres üretiminden sorumlu kurumların yetersizliği sorunun devam etmesine neden oluyor.

   Burada en dikkat çeken nokta, belediyelerin kapasitesi. Bazı Büyükşehir belediyelerinde profesyonel çalışmalar yapılsa da, özellikle taşra belediyeleri gerek kaynak gerekse nitelikli personel eksikliği nedeniyle adres verilerini sağlıklı ve hızlı bir şekilde üretemiyor.

Çözüm Belediyelerden Öteye Geçmeli

     Uzman görüşlerine göre, adres üretim görev ve sorumluluğunun yalnızca belediyelere bırakılması doğru değil. Bu görev, daha kurumsal, siyasi etkilerden uzak ve teknik yeterliliği yüksek kurumlara —örneğin il özel idarelerine— verilirse, süreç hem hızlanacak hem de kalite artacaktır.

      Bu öneri, Türkiye’nin dijitalleşme hedefleriyle de uyumlu. Çünkü dijital dönüşüm, sadece yeni sistemler kurmakla değil, o sistemleri besleyen verinin doğru ve güvenilir olmasıyla anlam kazanıyor.

Akıllı Şehirler İçin Kritik Bir Unsur

       Adres yönetimi sadece bugünün ihtiyacı değil, aynı zamanda geleceğin şehirleri için de stratejik bir unsurdur. Akıllı şehir uygulamaları, doğru ve güncel adres verisi olmadan sağlıklı çalışamaz. Trafik yönetiminden afet koordinasyonuna, acil yardım çağrılarından lojistik planlamaya kadar birçok sistem, güvenilir adres verisine dayanır. Dolayısıyla adres yönetimindeki eksiklikler, sadece bugünkü işleyişi değil; aynı zamanda Türkiye’nin akıllı şehirler vizyonunu da sekteye uğratma potansiyeline sahiptir.

Dijitalleşen Yollar

Altyapının toplumsal gelişim için taşıdığı önemi anlatan “Yol medeniyettir” sözü, dijital çağda yeni bir anlam kazanıyor. Bugün için bu sözün en doğru yorumu şu olsa gerek:

“Dijitalleşen yollar medeniyettir.”

         Adres yönetimindeki eksiklikler giderildiğinde, yalnızca kurum ve kuruluşların iş yükü hafiflemeyecek; vatandaşın günlük yaşamı kolaylaşacak, kamu ve özel sektör hizmetleri daha etkin hale gelecek ve ülke ekonomisine doğrudan katkı sağlanacaktır.

     Türkiye’nin dijitalleşme hızına yakışan bir adres yönetimi reformu, geleceğe bırakılacak en değerli kazanımlardan biri olacaktır.