Bebeklerde RSV enfeksiyonuna dikkat!
Sonbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte bebeklerin sağlığını ciddi şekilde etkileyebilen pek çok enfeksiyon hastalıkları kapımızı çalmaya başladı. Bu enfeksiyonlardan yaygın olarak görülen RSV (Respiratuar sinsityal virüs) özellikle prematüre bebeklerde hayatı tehdit eden boyutlara ulaşabiliyor
İSTANBUL (İGFA) - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Malçok, virüse karşı geliştirilmiş kesin bir tedavi olmadığı için risk grubundaki prematüre bebekleri virüsten korumanın yaşamsal önem taşıdığına dikkat çekerek, “Bebeklerde ev ziyaretlerinin kabul edilmemesi, bakımından sorumlu kişilerin sonbahar ile kış aylarında maske takmaları ve el hijyenine dikkat etmeleri bu virüsten korunmada en önemli üç kuralı oluşturuyor” dedi.
ÇOK HIZLI VE KOLAY BULAŞABİLİYOR!
RSV (Respiratuar sinsityal virüs) çok hızlı ve kolay bir şekilde bulaşabildiğine dikkati çeken Uzm. Dr. Malçok, "Virüs enfekte olmuş kişilerin öksürmeleri, hapşırmaları veya konuşmaları sonucu çevreye saçılan damlacıklarla yayılırken, bebeği öpmekle de bulaşabiliyor. Hastalığın bulaşma özelliği belirtiler ortaya çıkmadan 1-2 gün önce başlıyor ve 3-8 gün sürüyor. Ancak bağışıklığı zayıf kişilerde bulaşıcı özelliği dört haftaya kadar uzayabiliyor" dedi.
"RSV enfeksiyonu bebeklerde grip ve COVID-19 hastalığına benzer belirtilerle ortaya çıkıyor" diyen Malçok, "Huzursuzluk, ateş, burun tıkanıklığı, nefes almada güçlük ve ağızdan beslenememe gibi kademeli olarak artan şikayetler gelişiyor. Belirtilerin şiddeti hastalığın süresi ilerledikçe artıyor" diye konuştu.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Malçok, erken tanı için ebeveynlerin burun tıkanıklığı ve ağızdan beslenmede güçlük çekme gibi sorunlarda zaman kaybetmeden hekime başvurmalarının son derece önemli olduğu uyarısında bulundu.
Özellikle prematüre bebekler risk altında olduğuna vurgu yapan Malçok, "RSV enfeksiyonunda hastalığın belirtilerini dindirmeye ve bağışıklığı güçlendirmeye yönelik destekleyici tedaviler uygulanıyor. Evde sprey veya damlalar ile bebeğin burnunun açık tutulması, ortamın nemlendirilmesi, beslenmesine dikkat edilmesi ve bol sıvı takviyesi önem taşıyor. Hastanede ise oksijen yetersizliğinin önüne geçebilmek amacıyla ilaç uygulamalarının yanı sıra cihazla solunum desteğine ve vücuttaki sıvıyı artırmak için serum tedavisine başvuruluyor" dedi.